BAKTAD

Üst Menü

  • Baklava ve Tatlı Çeşitleri
  • Baklavanın Tarihi
  • Dergi Arşivi

Ana Menü

  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Amacımız
  • Dernek Tüzüğü
  • Yönetim
    • Yönetim Kurulu
    • Denetleme Kurulu
  • Üyelerimiz
  • Haber Arşivi
  • İletişim
    • İletişim Bilgileri
    • İletişim Formu
  • Baklava ve Tatlı Çeşitleri
  • Baklavanın Tarihi
  • Dergi Arşivi

logo

BAKTAD

  • Anasayfa
  • Hakkımızda
  • Amacımız
  • Dernek Tüzüğü
  • Yönetim
    • Yönetim Kurulu
    • Denetleme Kurulu
  • Üyelerimiz
  • Haber Arşivi
  • İletişim
    • İletişim Bilgileri
    • İletişim Formu
BAKTAD
Anasayfa›BAKTAD›İslam Ekonomisinin Üç İlkesi

İslam Ekonomisinin Üç İlkesi

BAKTAD
24 Mart 2020
604
0
Share:

I. Üretme ve Çalışma İlkesi

İslâmiyet’te tembellik hoş görülmez. İnsanların muhtaç kalması yerine çalışması ve üretmesi istenir. Alan el olmak yerine veren el olmak daha hayırlı bulunur[1]. Elbette veren olabilmek, tembellikle mümkün olmaz. Veren olabilmek için gayret sarfetmek ve kazanmak gerekir. İhtiyaç sahibi oldukları için dilenenlerin azarlanması ve horlanması yerilmekle birlikte, başkasına avuç açmak uygun görülmez. Hz. Peygamber’den nakledildiğine göre şöyle buyurmuştur: “İnsanoğlu elinin emeğinden daha hayırlısını yememiştir. Allah’ın peygamber’i Dâvud aleyhisselam da elinin emeğini yemiştir”[2]. Hz. Peygamber’in sîretinde de aynı durum geçerlidir. Sahâbîlerin iş sahibi oldukları ve çalıştıkları aktarılmıştır. Hatta sıcak havada çalışmaları yüzünden terledikleri ve bu yüzden kendilerinden zaman zaman ter kokusu duyulduğu ifade edilmiştir[3]. Aynı şekilde yine Resûlullah’tan aktarılan bir haberde şunlar kayıtlıdır: “Sizden birisinin bir deste odunu kesip sırtında taşıması, bir şey verip vermeyeceği belli olmayan birisinden dilenmesinden daha hayırlıdır”[4]. Netice itibariyle İslâm toplumunda çalışmak ve üretmek esastır. Tembellik, uyuşukluk ve avarelik kesinlikle mekruhtur. Hatta Cuma namazı sonrasında rızık talebi için yeryüzüne dağılma emri bizzat Kur’ân-ı Kerîm’de verilmektedir: “Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman Allah’ı anmaya koşun, alış verişi bırakın. Bilesiniz bu sizin için daha hayırlıdır. Namaz bitince yeryüzüne dağılın, (çalışarak) Allah’ın lutfundan rızık isteyin!”[5]

Resûl-i Ekrem Efendimiz’in üretim konusundaki hassasiyetini gösteren en büyük delil ise kendisinden nakledilen şu hadistir: “Kıyamet koparken sizden biriniz elinde bir hurma fidanı bulunursa, şayet ölmeden önce onu dikmeğe güç yetirebilirse onu diksin!”[6] Kıyamet koparken bile ağaç dikimini emreden bir peygamberden tembelliği ve üretimsizliği öven bir yaklaşım beklenemez. Dolayısıyla müslümanların hayat boyu üretme zihniyetine sahip olmaları esastır. İzzet, müslümanların temel vasıfları arasında olmalıdır. Yani zillet müslümanlara yakışmaz. O halde her alanda olduğu gibi ekonomik alanda da güçlü olmak; bunun için de çalışıp üretmek müslümanların ülküsü olmalıdır.

II. Dürüstlük İlkesi

İslâmiyet’in insanlara kazandırmak istediği en temel özelliklerden birisi de dürüstlüktür. Yalan söylemek, iftira etmek ve yalan yere şahitlik etmek, insanlar arasındaki sevgi, saygı ve güveni yok ederek toplumsal birlikteliği ortadan kaldırır. Dürüst olmayan fertlerin oluşturduğu toplumlarda fitne ve fesat hakim olur, kavga ve cinayetler işlenir. Sözünde durmayan, eksik tartan, kusurlu mal satan, aldığı malın bedelini vadesinde ödemeyen ve yalan konuşan insanlar yüzünden toplum içindeki iyi insanlar da zarar görür. Bunun için Kur’ân-ı Kerîm, “İnsanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun!”[7] âyetiyle küçük yalanları da “Allah adına yalan uydurandan veya O’nun ayetlerini yalan sayandan daha zalim kim olabilir ki?”[8] âyetiyle büyük yalanları da yasaklar. Rivayete göre Hz. Peygamber, bir gün hububat satan bir kişiyi görür. Hububatın içine elini daldırdığında ıslak olduğunu farkeder. Bunun sebebini sorduğunda satıcı yağmur yağdığını ifade eder. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz, insanların görmesi için bu kısmı üstte bırakması gerektiğini söyler ve “Bizi aldatan bizden değildir” buyurur[9]. Mala rağbeti artırmak için hile yapmayı yasaklar[10]. Yalan yeminlerle malına rağbet sağlamak isteyenleri tehdit eder[11]. Fiyatlara hileli müdahale (neceş) etmeyi yani malı alma niyeti yokken sırf malın fiyatını artırmak için fiyat teklifi sunmayı nehyeder[12]. Sonuç olarak maddi anlamda zararlarına bile olsa müslümanların ticarette dürüst davranma zorunlulukları vardır.

III. Kolaylık İlkesi

İnsanoğlu mükerrem bir varlık olmakla birlikte zayıf yönlere de sahiptir. Bu sebeple Allah Teâla pek çok noktada koyduğu hükümleri yumuşatmış ve ruhsatlar vazetmiştir. “Allah sizden yükünüzü hafifletmek ister; çünkü insan zayıf yaratılmıştır”[13], “Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yük yükler”[14] ve “Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez”[15], “Allah, dinde size hiçbir zorluk yüklememiştir”[16] âyetleri Allah’ın kullarının zorluk çekmesini istemediğini ve kolaylığın asıl olduğunu göstermektedir. Benzer durum Hz. Peygamber’e atfedilen rivayetlerde de geçerlidir. Bir hadiste “Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz, kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız”[17] buyrulmuştur. İmam Buhârî (ö. 256) Resûlullah’ın kolaylaştırmayı ve insanlara zorluk çıkarmamayı sevdiğini bildirmiştir[18]. Hz. Âişe Validemiz (ö. 58) de “Resûlullah’ın iki durum arasında muhayyer kaldığında eğer günah değilse kolay olanı tercih ederdi”[19] demiştir. Hatta nakledildiğine göre mescide bevleden bir bedeviyi dövmek isteyenlere bile “Kolaylaştırmak için gönderildiniz, yoksa zorlaştırmak için değil!”[20] buyurmuştur. Bu ve benzeri âyet ve hadisler ışığında günaha girilmediği müddetçe beşeri işlemlerde (muâmelat) kolaylığın esas olduğu söylenebilir. Dolayısıyla kolaylaştırıcı yorum yapmak daha isabetli sayılır.


[1]     Müslim, Sahîh, II, 717.

[2]     Buhârî, Sahîh, III, 57.

[3]     Buhârî, Sahîh, III, 57.

[4]     Buhârî, Sahîh, III, 57.

[5]     Cuma Sûresi (62), 9-10.

[6]     Ahmed b. Hanbel, Müsned, XX, 251.

[7]     Mutaffifîn Sûresi (83), 1-3.

[8]     En’âm Sûresi (6), 21.

[9]     Müslim, Sahîh, I, 99.

[10]    Buhârî, Sahîh, III, 71.

[11]    Tirmizî, Sünen, III, 508.

[12]    Buhârî, Sahîh, III, 69.

[13]    Nisâ Sûresi (4), 28.

[14]    Bakara Sûresi (2), 286.

[15]    Bakara Sûresi (2), 185.

[16]    Hac Sûresi (22), 78.

[17]    Buhârî, Sahîh, I, 25; Ebû Dâvud, Sünen, VII, 205.

[18]    Buhârî, Sahîh, VIII, 30.

[19]    Buhârî, Sahîh, VIII, 30.

[20]    Buhârî, Sahîh, VIII, 30.

    Tagsdürüstlükİslam ekonomisi
    Previous Article

    Salacak… Dünya’nın En Güzel Yeri…

    Next Article

    Gastroantep Festivali Yeniden

    0
    Shares
    • 0
    • +
    • 0
    • 0
    • 0

    Related articles More from author

    • BAKTAD

      BAKTAD ve Fatih Belediyesi’nden “Baklava Alayı”

      1 Temmuz 2016
      BAKTAD
    • BAKTAD

      BAKTAD, YK Üyelerini Unutmadı!

      29 Mart 2020
      BAKTAD
    • BAKTAD

      Antep fıstığında kuraklık oyunu iddiası

      27 Temmuz 2021
      BAKTAD
    • BAKTADSektördenÜyelerden

      Baklavada Hile Uyarısı

      16 Şubat 2021
      BAKTAD
    • BAKTADSektörden

      Baklava ve tatlı sektörünün online siparişlerinde talep patlaması

      31 Aralık 2020
      BAKTAD
    • BAKTAD

      BAKTAD, fahiş yükselen fıstık fiyatlarını görüşmek üzere Ankara’da

      25 Ocak 2018
      BAKTAD

    • BAKTAD

      Sektörümüz için durmadan çalışmalıyız

    • Üyelerden

      BAKTAD YK ve İSO Meclis Üyesi Süleyman Köşkeroğlu: Baklava, 2020’de MEB Müfredatına Girebilir…

    • BAKTADSektörden

      Kısıtlama günlerinin en çok tercih edilen tatlısı baklava oldu

    BAKTAD HABERLER

    • BAKTAD

      Antep fıstığında kuraklık oyunu iddiası

    • BAKTAD

      Tatlı tezgahlarında bayramın gözdesi ‘soğuk baklava’ oldu

    • BAKTAD

      Baklavada pandemi döneminin rekoru kırıldı

    • BAKTAD

      Yaklaşan kurban bayramı öncesi BAKTAD Genel Başkanı Mehmet Yıldırım’dan tatlı tavsiyesi

    TATLI HAYAT E-DERGİ

    Tatlı Hayat Dergi Sayı: 40

    SON YAZILAR

    • Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Mehmet YILDIRIM , Anadolu Ajansına (AA) kurban bayramında “ tüketicilerin baklava ...

      BAKTAD
      28 Temmuz 2021
    • “İzmir Lokması”na tescil talebi

      BAKTAD
      1 Temmuz 2016
    • BAKTAD, Dr. Hayri Baraçlı’yı ziyaret etti

      BAKTAD
      1 Temmuz 2016
    • BAKTAD’dan Amerika çıkarması

      BAKTAD
      1 Temmuz 2016
    • BAKTAD ve Fatih Belediyesi’nden “Baklava Alayı”

      BAKTAD
      1 Temmuz 2016
    • Biz sanatı ustadan, saygıyı babamızdan öğrendik

      BAKTAD
      1 Temmuz 2016
    • Baklava ve Börek Denince: Asıltat

      BAKTAD
      1 Temmuz 2016
    • BAKTAD Başkanı Mehmet Yıldırım

      Merhaba dostlar

      BAKTAD
      1 Kasım 2016
    baktad-logo

    Türkiye’nin en ünlü baklava markaları tarafından oluşturulan ve sektörün geleceğiyle ilgili önemli projeler hazırlayan Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği 2001 yılında kurulmuştur. BAKTAD Türk mutfağının geleneksel tatlılarını ve özellikle sofraların padişahı olarak bilinen baklavayı endüstriyel bağlamda üreten üreticilerin bir çatı altında toplandığı bir kurumdur. Bugün sektörün önde gelen baklava ve tatlı üreticilerinin içerisinde bulunduğu 100’e yakın üyesiyle sektörün geleceğine ışık tutmaya devam ediyoruz.

    • Öne Çıkan

      Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Mehmet YILDIRIM , Anadolu Ajansına (AA) kurban bayramında “ tüketicilerin baklava ...

    • BAKTAD

      Antep fıstığında kuraklık oyunu iddiası

    • BAKTAD

      Tatlı tezgahlarında bayramın gözdesi ‘soğuk baklava’ oldu

    İLETİŞİM BİLGİLERİ

    BAKTAD

    BAKLAVA VE TATLI ÜRETİCİLERİ DERNEĞİ
    İ.O.S.B. Atatürk Bulvarı No: 74/E İkitelli Başakşehir / İstanbul

    0212 687 23 07

    info@baktad.org.tr
    • Baklava ve Tatlı Çeşitleri
    • Baklavanın Tarihi
    • Dergi Arşivi
    Web Tasarım AJANS4